Yaz ayında deniz kenarında bana eşlik eden Pembe ve Yusuf’u okumaya başladıktan sonra hikayenin orta kısımlarına geldiğimde gözlerim dolmaya başladı.
Pembe'nin İstanbul'a gelmesinin ardından hikayenin daha farklı olacağını hissetmiştim ve mutlu olmuştum. Kitabın sonu ise benim için tam bir hüsrandı. Yusuf'un hikayesi yarım kaldı, Pembe bu şekilde veda etmemeliydi. Bilmiyorum sonuna doğru geldiğimde biraz zorlama şeklinde okudum, hani eksik kalır ve hevesiniz kırılır ya benim için de öyle oldu.
İlk olarak Yüreğim Seni Çok Sevdi kitabını okurken nasıl olur da kavuşamazlar diyerek söylenmiştim birbirini seven iki insanın kavuşamaması beni üzmüştü. Sonrasın da Piraye kitabını okurken bir an için acaba yanlış mı okuyorum Yüreğim Seni Çok Sevdi ile tıpa tıp birbirlerine benziyorlar dedim.
Benim önceki kitabı bitirirken kurduğum o kavuşsalarda sözünün nasıl biteceğini görmüş oldum. İşte Canan Tan böyle ters köşe yapıyor :) Kitabın kapağını kapattığınız da kafanız da geçen düşünceleri sanki okuyor ve size diğer bir kitabın da bak bunu seçseydiler sonları böyle olabilirdi dedirtiyor.
İz, En Son Yürekler Ölür veya Eroinle Dans kitaplarından sonra Pembe ve Yusuf'u okumak istedim. Konusunun töre cinayeti olduğunu kitabın arka kapağından okumuştum ve ilk aklıma gelen soru acaba ilk okuduğum kitapları gibi mi çıkar düşüncesiydi. Ancak öyle olmadı Keder'in yaşadıkları çocuk yaşta evlendirilmesi ve eşinin para hırsı sayfaları hızlı hızlı çevirmenizi sağlıyor.
Keder ve eşi İsmail'in İstanbul'a gelişinin ardından bu hikaye nereye gidiyor derken Fidan karakterinin romana dahil olması hoşuma gitti. Diğer kitaplarında ki karakterlerinden bana daha farklı geldi. Neyse gelelim Keder'in ilk iki oğlunun ardından İstanbul'da dünyaya getirdiği Pembe ve Yusuf'a.. Pembe'den bahsederken bile gerçekten bu şekilde yaşayan insanların olabileceğini düşündükçe üzülüyorum.
Ben en çok kitap da Yusuf'a takılı kaldım sanırım, kardeş olma duygusu gerçekten çok başka.. Yaşadığı acı ve üzerine yüklenen sorumluluğa rağmen ablasını çok sevmesi gerçek kardeşlik duygusunun getirdikleri diye düşünüyorum. Kitabın sonlarına doğru bitişini beğenmedim. Çünkü Canan Tan'ın diğer bir kitabı Issız Erkekler Korosu ile Yusuf'un bir bağlantısının olmasıydı. İlk kez diğer kitabı okumadığım için kitabın sonuna anlamsızlık yükledim. Bundan sonra yönüm Issız Erkekler Korusu olmuş oldu.
Sonu her ne kadar bizi üzse de hayla coğrafyamız da yaşadığımız töre cinayetini farklı bir bakış açısıyla bize gösteren Canan Tan'ı tebrik ediyorum.
@Fotoğrafların izinsiz kullanılması yasaktır..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder